Hayatın En Önemli Üçlüsü "İlim- Rızık- Hidayet"
İlim nedir?
İlim, bilimden ayrı olarak yani kişinin gözlemlenebilir alanların dışında işin hikmetini kavraması, sebep sonuç ilişkisinin yanında bir işin, olayın, varlığın müessirini tanımasıdır. İlim, bilimden çok daha kapsayıcı çok daha geniş bir alanı ifade eder. Bilim, deney ve gözlemi belli bir metodolojiye göre yapmaktır. İlim ise kısaca bilimin yanında Allah'ı (müessiri) tanımaktır dolayısıyla, müessiri tanımayan biri ancak bilim adamı olabilir ilim adamı olamaz.
İlim ise gayretle kazanılır.
Her insanın hayatını idame ettirebilmesi için rızka ihtiyacı vardır. Herkesin karnını doyurmaya, sırtını örtmeye, başını bir eve sokmaya ihtiyacı vardır. Bu sebeple çalışmak zaruridir. Ancak rızk, ilim gibi değildir. Ne demek istiyorum, çevremizde şunu görürüz: çok fazla çalışan, çok yetenekli, her işe giren, hem bedenen hem aklen çok çalışan insanlar, çok zengin olmayı hak etmişken belli bir maddi düzeyin üstüne çıkamazlar. Bazen de çok az çalışan, ufak bir hamleyle çok zengin olan insanlar vardır. Demek ki ilimdeki gayretle ilim bollaşırken, rızkta ki gayretle rızk her zaman bollaşmayabiliyor. Bu bize çaba sarf etmememiz gerektiğini göstermez ancak şunu gösterir çaba bizden rızk Allah'tandır.
Hidayet, hak yol üzere olmak, hayatı en doğru biçimde yaşamak, hem dünya hem sonrası için en güzel yolda yürümek anlamlarına gelmektedir. Hidayet meselesi, gerçekten çok girift, anlatılması güç bir hadisedir. Hidayet, ilim ve rızıktan farklılık teşkil eder. Örneklerle açıklamaya çalışalım, bir birey çok zengin olabilir, ailesinde ve çevresinde çok sevilen, aranan biridir ancak iç dünyasında buhranlar olabilir. Bir başkası, her şeyiyle iyi yaşamaktadır, üstelik inançlı ve ibadetleri de tamdır ancak ahirete irtikal ettiğinde, bir çok konuda hata ettiğini görebilir. Bunların sebebi hidayet eksikliğidir.
Peki bu hidayete nasıl erişilir? Bu sorunun cevabını çok aradım ancak bulabildiğim tek şey: "Hak etmek". Nasıl yani? Doğru yol üzere olmayı, hidayeti samimiyetle istemek, ilmi kaynağından samimiyetle öğrenmek, inandığını samimiyetle yaşamak, gerisini Allah'a bırakmak.
Özet, Allah ilmi isteyene, rızkı dilediğine, hidayeti hak edene verir.
İlim, bilimden ayrı olarak yani kişinin gözlemlenebilir alanların dışında işin hikmetini kavraması, sebep sonuç ilişkisinin yanında bir işin, olayın, varlığın müessirini tanımasıdır. İlim, bilimden çok daha kapsayıcı çok daha geniş bir alanı ifade eder. Bilim, deney ve gözlemi belli bir metodolojiye göre yapmaktır. İlim ise kısaca bilimin yanında Allah'ı (müessiri) tanımaktır dolayısıyla, müessiri tanımayan biri ancak bilim adamı olabilir ilim adamı olamaz.
İlim ise gayretle kazanılır.
Her insanın hayatını idame ettirebilmesi için rızka ihtiyacı vardır. Herkesin karnını doyurmaya, sırtını örtmeye, başını bir eve sokmaya ihtiyacı vardır. Bu sebeple çalışmak zaruridir. Ancak rızk, ilim gibi değildir. Ne demek istiyorum, çevremizde şunu görürüz: çok fazla çalışan, çok yetenekli, her işe giren, hem bedenen hem aklen çok çalışan insanlar, çok zengin olmayı hak etmişken belli bir maddi düzeyin üstüne çıkamazlar. Bazen de çok az çalışan, ufak bir hamleyle çok zengin olan insanlar vardır. Demek ki ilimdeki gayretle ilim bollaşırken, rızkta ki gayretle rızk her zaman bollaşmayabiliyor. Bu bize çaba sarf etmememiz gerektiğini göstermez ancak şunu gösterir çaba bizden rızk Allah'tandır.
Hidayet, hak yol üzere olmak, hayatı en doğru biçimde yaşamak, hem dünya hem sonrası için en güzel yolda yürümek anlamlarına gelmektedir. Hidayet meselesi, gerçekten çok girift, anlatılması güç bir hadisedir. Hidayet, ilim ve rızıktan farklılık teşkil eder. Örneklerle açıklamaya çalışalım, bir birey çok zengin olabilir, ailesinde ve çevresinde çok sevilen, aranan biridir ancak iç dünyasında buhranlar olabilir. Bir başkası, her şeyiyle iyi yaşamaktadır, üstelik inançlı ve ibadetleri de tamdır ancak ahirete irtikal ettiğinde, bir çok konuda hata ettiğini görebilir. Bunların sebebi hidayet eksikliğidir.
Peki bu hidayete nasıl erişilir? Bu sorunun cevabını çok aradım ancak bulabildiğim tek şey: "Hak etmek". Nasıl yani? Doğru yol üzere olmayı, hidayeti samimiyetle istemek, ilmi kaynağından samimiyetle öğrenmek, inandığını samimiyetle yaşamak, gerisini Allah'a bırakmak.
Özet, Allah ilmi isteyene, rızkı dilediğine, hidayeti hak edene verir.
Yorumlar
Yorum Gönder