Meşgulum, Sizinle mi Uğraşacağım yahu!

"Aman! Bu da soru mu? Beyefendi (Hanımefendi) lütfen burayı meşgul etmeyin! Pfff... Offf... Görmüyor musunuz işte orada yazıyor!?"
Eminim bu aşağılayıcı diyalog tarzıyla siz de oldukça fazla karşılaştınız ve nezaketiniz gereği her seferinde karşı tarafa hak vermeye zorluyorsunuz kendinizi ya da sadece olayı daha çok dallandırmaktan yana değilsiniz. Peki böyle olması zorunlu mu? Yahut bunun böyle olması mı gerekiyor?
Elbette hayır. Ne karşı tarafın verdiği bu aşağılayıcı cevap ne de bizim her seferinde karşıya gösterdiğimiz müsamaha doğru değildir.
Peki nasıl olmalı?Bu tutum nasıl düzeltilebilir?
el Cevap: Tabi ki ilk görevimiz iğneyi kendimize batırmak olacak. Diyaloğa geçmeden önce etraflıca düşünmeliyiz. Amacımızı belirledikten sonra konuyla ilgili gerekli araştırmayı yaptığımıza emin olmalıyız akabinde muhatab alacağımız kişinin konuyla alakalı biri olmasını tercih etmeliyiz. Son olarak diyaloğa hazırlığımızı zihinsel olarak tamamlamış olmayız ki ne karşı tarafı incitici olalım ne de gelecek olağanüstü tepkilere karşı kendimizi savunmasız bırakalım.
İşin diğer ucuna gelince bu taraflar daha spesifik bir tutum sergilemektedir. İsterseniz gelin bunu biraz daha detaylı inceleyelim. Eğer bizim bilgiye ulaşma yolunda sergilediğimiz tüm çabalar boşa çıkmış ve biriyle diyaloğa girme zorunluluğumuz doğmuşsa karşı taraftan insani bir tepki beklememiz en doğal haklarımızdandır. Bu tepki, karşı tarafın bizle konuşmak istemeyişini söyleme biçimi bile olsa insani olmak zorundadır. Fakat bu çoğu zaman daha ilkel oluyor(yazımızın başında belirttiğimiz diyaloglar gibi). Olay esnasında sizden insani yönünüzü öne çıkarmanızı isteme cesaretim yok, bunu yapma cesareti tamamen size ait, tabi ki kötülüğe iyilikle yanıt vermenin erdemlerin başında geldiğini biliyorsunuz ancak bu yazının perspektifini oraya kaydırmaktan yana değilim.
  Bu kırıcı, aşağılayıcı yanıtı vermeleri tamamen karşı tarafın ruhsal yapısından kaynaklanmaktadır. Belki biraz daha android uygulamalardan beyinlerini uzaklaştırmaları yahut 1,5 - 2 saat (bazen daha fazla olduğuna şahit olmuşumdur) radyasyon altında partnerlerinin içlerini boşaltmak yerine işlerini bitirdikten sonra birebir diyalog yolunu tercih etmeleri, bunu yapmaya imkanları yoksa yine tüm işlerini bitirdikten sonra iletişime geçmeleri yararlarına olacaktır. Ayrıca çekirdek kabuğunu doldurmayacak konulara saatlerce kafa yoracaklarına kendileri için gerçekten önemli olan meselelere kafa yormaları hem kendileri hem de bütün insanlık için faydalı olacaktır. Şunu belirtmekte fayda var biz asla insanların ilişkilerinize müdahale etme durumunda değiliz lakin duygusal triplerini sahaya yansıttıklarında bundan toplum olarak etkilenmekteyiz. Bunu basite almayın bir gölün ortasına taş atmak gibi bir şey bu, bulaşıcı ve hızlı yayılıyor, bir bireyden diğerine rahatlıkla sıçrayabiliyor.
Bunun dışında kendini belli bir zümreye ait olarak görmek de başkalarını küçük görmek için yeterli bir sebepmiş gibi gelebiliyor bazılarına. Hangi zümreden olunursa olunsun görev esnasında daha insani tutumlar sergilemek hepimizin elinde. Eğer insani yönünü öne çıkaramayanlar buna karşı direnenler varsa onlar da bu işe pragmatik açıdan bakmalıdırlar.  


Yorumlar

Popüler Yayınlar